Prof. Dr. Sevil Atasoy, kanlı katillerin nasıl adalete teslim edildiğini, işledikleri cinayetlerin nasıl gün yüzüne çıktığını titizlikle anlatacaktı. Mükemmel Casus Yok adlı kitabında casusların nasıl yakalandığını bir o kadar titizlikle ele alıyor.
Soğuk Savaş döneminin çifte casuslarından istihbarat dünyasının efsanelerine, Nazilerin casusluk merkezi haline gelen genelevlerden eşcinsel casuslara kadar istihbarat teşkilatlarının gizli hikayelerini sizler için derliyor.
Dünyaca ünlü bilim uzmanı ve kriminolog Prof. Dr. Sevil Atasoy, casusların gizemli dünyasına, istihbarat tekniklerine ve nasıl yakalandıklarına ışık tutuyor. Soğuk Savaş döneminde İstanbul casuslar için nasıl bir arenaydı?
Gece çalışanları, çöp toplayıcıları, pizzacılar… FBI’ın casusları yakalamak için kullandığı olağanüstü sistemler nelerdi? Sinemalara konu olan ünlü casus Cicero’nun inanılmaz hikayesi… Mata Hari günah keçisi miydi? Epstein gerçekten intihar mı etti?
Gizlilik perdesi…
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi’nin kahyası Cicero’nun 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar adına nasıl casusluk yaptığı; Naziler Berlin’deki bir genelev aracılığıyla nasıl istihbarat topladı; Doğu Almanya’nın, kadınları baştan çıkaran Romeo’lar sayesinde Batı Almanya’da nasıl casusluk faaliyetleri yürüttüğü; Mata Hari bir casustan ziyade trajik bir kahramandı; Radyoaktif elementlerin kullanımı da dahil olmak üzere Rusların siyasi rakiplerini ortadan kaldırmak için hangi prosedürleri kullandığı; Jeffrey Epstein’ın ölümünün ardındaki gizem ve kimlerle akraba olduğu bu kitapta anlatılıyor.
Sayfa: 192
Casusluk yapan kadınlar
Casusların cinselliğe başvurması da bir istisna değildir. Bilgi elde etmeyi amaçlayan istihbarat örgütleri, değeri ne olursa olsun, kadınları baştan çıkaracak erkekleri veya erkekleri baştan çıkaracak kadınları kullanıyor.
Her dönemde ve her ülkede cinselliklerini kullanarak tuzak kuran, şantaj yapan, milli sırlara erişim sağlayan kadın ve erkek casuslarla karşılaşıyoruz. Amaç ve yöntem farklı olsa da ortak bir noktaları var:
Aldatmak.
Sevil Atasoy Hakkında
Sevil Atasoy, Alman Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde biyokimya uzmanı, hekim, doçent ve profesör oldu.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı’ndaki öğretmenlik görevinin yanı sıra, 1980-1993 yılları arasında Adalet Bakanlığı Adli Tıp Enstitüsü Kimyasal Analiz Uzmanlık Anabilim Dalı Başkanı ve Adli Tıp Kurumu Müdürü olarak görev yaptı. 1987-2005 yılları arasında İstanbul Üniversitesi; Biyokimya, kriminoloji ve kriminolojinin farklı alanlarında lisans, yüksek lisans ve doktora dersleri verdi; Tez danışmanı olarak görev yaptı ve 2009 yılına kadar İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı.
Halen İstanbul Üsküdar Üniversitesi’nde rektör yardımcılığı, Adli Bilimler Lisans Bölüm Başkanı, Adli Bilimler ve Ceza Adaleti alanında lisansüstü eğitim veren Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü ve Bağımlılıkla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olarak görev yapmaktadır. Şiddet ve Hata ile Adli Tıp ve Adli Bilimler Araştırma ve Uygulaması. Merkezin direktörüdür.
2005-2010 yılı ortasında Birleşmiş Milletler Uluslararası İlaç Kontrol Konseyi’ne (INCB) üye olan ve 2009-2010 döneminde başkanlık görevini yürüten Atasoy, Ekonomik ve Sosyal Kurul tarafından yeniden İlaç Kontrol Konseyi’nde görev yapmak üzere seçildi. 2017-2022’nin ortası.
sayfa için iletişim:
